KESİK BAŞ
SEDAT SEZGİN
SAYFA | 90 |
ISBN | 978-625-71588-1-7 |
“Çöktüğün yerden kalk bakalım! Yaşlı ve hasta bir adamınki gibi titreyen ellerinin nedeni ben değilim. Gücünün tükenmesinin, kemiklerini tutan etlerinin incelmesinin nedeni de hiç olmadım. Seni burada bir başına terk edenlerle de hiçbir sözüm, yakınlığım olmadığını biliyorsun. Bu yüzden bana boşuna surat asma. Ama bu sözlerim taştan duvarlara; duymaz, anlamaz, geçirmez. Peki, öyle olsun. Hayır, sana gücenmedim, Tanrı sana gücenmiş bir kere, yetmez mi?” “Yazmak için yanıp tutuşmuyorum. Bazıları geceleri, bense gündüzleri de kâbus görüyorum. Derin bir kuyunun dibinde bir ceset, boynuma geçirdiği ipi gererek beni yanına çekmek istiyor. Direniyorum, çoğu zaman başarısız oluyorum ama. Bir öykü burada başlıyor işte!” Bazı coğrafyalarda ancak kaya gibi sert öyküler yazılabilir. Yine de unutmamak gerekir ki küçücük su damlaları bile en sağlam kayaları bir gün yıkabilir. Bu nedenle umut saklı olsa da varlığını her zaman korur. Sedat Sezgin’in sesinde öfke kadar umut da vardır.